Gaziantep nüfusu gittikçe büyüyen bir şehir. Ben çocuk iken nüfusu 600 bin civarındaydı. Şimdi Suriyeliler birlikte 2 milyonu geçti. İnsanlar çoğaldı ama birbirlerini tanıyanlar azaldı.
Gaziantep özledim. Her sokakta ip atlayan , seksek oynayan beş taş oynayan kızlar, elinde nakış, Antep’i işleyen abları ve anneleri özlerim.
Her sokakta top oynayan, değirme çeviren, gülüp eğlenerek oyun oynayan çocuk seslerini özledim.
Gaziantep’te herkes mutsuz, herkes endişeli, herkeste bir korku…. Eskiden herkesin yüzü gülüyor, herkes birbirlerini seviyor… Herkes birbirlerine yardım ediyor. Özledim Gaziantep’in o günkü güler yüzlü insanları…
Eskiden terör vardı ama bu kadar vahşi dönem yoktu. Eskiden pkk vardı. Şimdi ışid, pkk, el nusrah, say sayabildiğin kadar terörü… herkes korkuyor. Herkes mutsuz. Düğünü kana bulayan caniler korkuyoruz. Eskisi gibi korkusuz kendimize cadde atmayı özledim…
Eskiden gecenin hangi saatinde olursa olsun aileler el ele çay bahçelerinde, parkta, yemeklerde düğünlerde … şimdi akşam 8 olunca sessizlik ve caddeler boş… Özledim o günleri….
Özledim düğün ve kınaları.. yaz gelince her sokakta başlayan kına , çeyiz müziklerini artık salonlarda sessizce yapılıyor. Düğünler yerine nikahlar almış…. İnsanlar kendi eğlencelerinden kısıyor……. Özledim eskideki eğlenceyi….
Gaziantep en pahalı şehir ailenle birlikte yemek yemeye gidemiyorsun. Çay kahve içemiyorsun… Dükkan kiraları ev kiraları uçuyor….. Özledim yazlık sinemaları, emirgan çay bahçesindeki aileleri…..
Özledim Gaziantep’in güler yüzlü insanlarını özledim….