GAGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Koçer, dernek binasında düzenlenen söyleşinin açılışında, dernek olarak değişen dünyadaki gelişmeleri hem üyelere hem de Gaziantep’e taşımaya, duyurmaya özen gösterdiklerini aktardı.Bu anlamda doğa konularında da daha hassas, pozitif ayrımcı yaklaşım sergilediklerini anlatan Koçer, bu anlamda öncü olmaya gayret ettiklerini belirtti.

Pandemi döneminden bu yana doğa ve çevre konularında çok sayıda organizasyon düzenlediklerini hatırlatan Koçer, “Çocuklarımıza daha güzel yarınlar, daha yaşanabilir şehirler bırakmamız için önceliğimiz çevreyi korumak. O yüzden bizde çevre duyarlılığını elden bırakmıyoruz.” dedi.

Hem bireysel hem de kurumsal olarak herkesin doğal kaynakları olumsuz etkileyebilecek her adımda daha hassas olması gerektiğini belirten Koçer, şöyle konuştu:

“Her birimiz, konu çevre olduğunda hassas davranmanın ötesinde katı önlemler de almalıyız. Biz de işte tam da bu noktada, alınabilecek katı önlemlerin faydalarından konuşacağız. Bizler iş dünyasının temsilcileri olarak, yatırımlarımızda ve tesislerimizde gerek endüstriyel gerekse enerji alanında karbon ayak izimizi azaltmaya çalışıyor olmalıyız. Ancak bunları sadece üretim tesislerimizde değil bireyler olarak da gündelik hayatımızdaki bazı alışkanlıklarımızın da karbon ayak izlerinin olduğunu unutmamalıyız, ona göre hareket etmeliyiz. Dolayısıyla gündelik hayatımızdan tutun üretim tesislerimizdeki sürdürülebilir bir gelecek için karbon ayak izi hesaplamasının doğru ve bilir kişiler tarafından yapılarak mevcut tüm kaynaklarımızı geleceğe taşımalıyız.”

Sürdürülebilirlik Yöneticisi Orhan Atacan ise 1800’lü yıllardan günümüze kadar dünyanın giderek ısındığını, bu yükselişin de sera etkisinin önemli bir unsur olduğunu vurguladı.

Isı artışının da küresel ısınmayı tetiklediğini anlatan Atacan, “Küresel ısınma ile birlikte iklim değişikliğinin ortaya koyduğu tehditler yaşanabilir dünyanın kontrolünü kaybetmemize sebep oluyor. Küresel ısınmanın başlıca sebeplerinden olan sera gazlarını kontrol edebilirsek, küresel ısınma ve iklim değişikliği konularını da çözümleme imkanı yakalayabileceğiz. O yüzden bizim hangi ülkenin, hangi firma veya kurumun ne kadar sera gazı emülsiyonlarını ölçmemiz lazım. Zira ölçemediğimiz bir şeyle mücadele edemeyiz. Bu anlamda da karbon ayak izleri devreye giriyor. Gelecek kuşaklara bir dünya bırakacaksak, iklim değişikliğine çareler üretmeliyiz. Bunun için de hem bireysel hem de kurumsal olarak yapmamız gereken şeyler var, bu da karbon ayak izlerinin ölçümlenmesi. Biz bu soruna kulak tıkayıp, farkındalık yaratmaya özen göstermezsek gelecekte hepimizi ciddi bir sorun bekleyecek.” dedi.

İklim odaklı yatırımların da her geçen gün ön plana çıktığını belirten Atacan, şöyle konuştu:

“Mesela artık enerji yoğun üretim kabiliyeti olan firmalar alternatif enerji arayışlarına giriyor. Çünkü artık petrol ve kömür gibi kaynaklarla enerji üretmek, üretim maliyetlerini çok yükseltiyor. O yüzden herkesin yoluna devam edebilmesi, yarınlara daha sağlıklı bir şirket olarak gelebilmesi için hazırlığını yapması ve şirketinin karbon ayak izini bilmesi gerekir. Bu anlamda bazı sektörler güneş enerjisiyle, bazıları da hidroelektrik santralleriyle ihtiyaçlarını karşılama noktasında alternatif geliştirmeye özen gösteriyor. Bu dediğimiz çalışmalar aslında sürdürülebilirlik raporu noktasında da ön plana çıkıyor. Kurumsal karbon ayak izlerinin en önemli sebeplerinden birisi aslında.”

Söyleşi, soru-cevap bölümünün ardından, GAGİAD Başkanı Cihan Koçer’in GAGİAD Hatıra Ormanı’nda Orhan Atacan adına dikilen fidanların sertifikasını takdim etmesiyle sona erdi.