Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Geleceğimiz Tehdit Altında

TMMOB Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı H. Özgür Girişken, tüm dünyada uygarlık geleceğinin; iklim değişikliği, çevre sorunları, savaş ve çatışma, sömürü, açlık, yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık gibi nedenlerle tehdit altında olduğunu söyledi.

TMMOB Mimarlar Odası Gaziantep

TMMOB Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı H. Özgür Girişken, tüm dünyada uygarlık geleceğinin; iklim değişikliği, çevre sorunları, savaş ve çatışma, sömürü, açlık, yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık gibi nedenlerle tehdit altında olduğunu söyledi.

Mimarlar Odası Gaziantep  Şube yönetici ve üyeleri “İklim Değişikliği İçin Harekete Geç” temalı Dünya Mimarlık Günü etkinlikleri kapsamında basın açıklaması yaptılar. Mimarlar Odası Gaziantep  Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısına TMMOB Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı H. Özgür Girişken, TMMOB Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Burkay Güçyetmez, Gaziantep Mimarlar Odası Başkan Yardımcısı Serdar Karakaş, Gaziantep Mimarlar Odası Saymanı Mustafa Özkeçeci ve mimarlar katıldı.

GELECEĞİMİZ TEHDİT ALTINDA

Her yıl Ekim ayının ilk pazartesi günü kutlanan Dünya Mimarlık Gününün bu yıl “İklim Değişikliği için Harekete Geç” teması ile Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) üyesi yüzden fazla ülkede bir milyondan fazla mimar tarafından kutlanacağını ifade eden Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı H. Özgür Girişken, şöyle konuştu:  Tüm dünyada insan uygarlığının geleceği; iklim değişikliği, çevre sorunları, savaş ve çatışma, sömürü, açlık, yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık gibi nedenlerle tehdit altındadır. İklim değişikliği gibi Geleceğimiz Tehdit Altındabüyük afetlerin ancak tüm ulusların işbirliğiyle engellenebileceği açık olmasına rağmen, ülkeler gerekli tedbirleri almamakta, yükümlülüklerini yerine getirmemektedirler. Ülkemizde Devletin anayasal görevleri arasında “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumak, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek” sayılmış ve Türkiye son olarak 22 Nisan 2016 tarihinde Paris Anlaşması’nı imzalamıştır. Ancak ne yazık ki bu ilkelerin gereği yerine getirilmemektedir. Cumhuriyet tarihinde ilk kez nüfusun çoğunluğunun kırsal alanlar yerine kentlerde yaşadığı bu dönemde doğal kaynaklarını kaybeden şehirlerimiz hatalı kentleşme politikalarının bir sonucu olarak doğal dengenin bozulma sürecini hızlandırmaktadır. Küresel iklim değişikliği beklenmedik ve daha şiddetli fırtına ve sellere, orman kaybına uğrayan alanlarda daha sert gecen mevsimlere ve kuraklığa sebep olmaktadır. Giderek büyüyen ve kontrol edilmesi her geçen gün daha da zorlaşan kentlerimizin en az miktarda kirlilik üreten, yenilenebilir kaynaklarla enerji gereksinimini karşılayan, doğal kaynaklara zarar vermeyen bir yapıya büründürülmesi en başta gelen hedeflerimiz arasında olmalıdır.”

MİMARLAR FİGÜRAN HALE GETİRİLDİ

Çevresel değerleri hiçe sayan ve son yıllarda patlama yaparak kontrolsüz bir hal alan imar ve inşaat faaliyetlerinin yalnızca emlak spekülatörleri ve rant odaklarına fayda sağladığını  bu süreçten mimarların da büyük zarar gördüğünü kaydeden Başkan Girişken, “ Meslektaşlarımızın özlük hakları, üretim  potansiyelleri, istihdam imkanları adım adım gerilemiş; mimarlar, mühendisler ve teknik işgücü inşaat sürecinde figüran haline getirilmiştir. Diğer yandan “Her şehirde en az bir üniversite” sloganıyla birbiri ardına kurulan ve büyük çoğunluğu ne yazık ki “tabela üniversitesi” durumunda bulunan üniversitelerde asgari standartların çok altındaki koşullarda eğitim verilmekte, genç meslektaşlarımız arzuladıkları nitelikte eğitimi alamadan rant odaklı inşaat sektörünün ucuz işgücü talebini karşılamak üzere mezun edilmekte, işsizlik sarmalına girmektedir. Mimarların, meslek örgütlerinin, bilim insanlarının karşı çıkmasına rağmen bu yanlışlık devam ettirilmekte; her yıl birkaç yeni mimarlık bölümü yeterliliğe sahip olmamasına rağmen öğrenci kabul etmeye başlamaktadır” dedi.

İŞSİZLİK SÜREKLİ ARTIYOR

Girişken, Türkiye’nin yüksek öğretim alanındaki politikaları üniversite mezunları arasındaki işsizliği arttırdığını söyledi. Girişken, “Tüm meslek gruplarında niteliği ve özlük haklarını geriletmektedir. Geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından yayımlanan Gelir ve Yaşam Koşulları İstatistiklerine göre son on yılda üniversite mezunu yoksul sayısının 6 kat artarak 150.000’e ulaşması, yalnızca mimarların değil ülkenin eğitimli nüfusunun tamamının yaşam koşullarının geriye gittiğini göstermektedir. Bu tablo yalnızca mimarların, veya yüksek öğrenim görmüş yurttaşların sorunu değildir. Yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği toplumun tümünün sorunudur. Yaşanan olumsuzluklara, ve meslek alanlarında maruz kalınan baskılara rağmen bu toplumun parçası olan mimarlar ve Mimarlar Odası toplumsal sorumluluklarını asla geri plana atmamıştır. Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi geçmişten bu yana şehrimizin ve bölgenin çevresel değerlerinin korunması için tüm olanaklarını kullanmaktadır” ifadelerini kullandı.

HAVA KİRLİLİĞİ HAD SAFHADA

“Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün güncel verilerine göre Gaziantep’in hava kirliliği istatistiklerinde Avrupa’da üst sıralarda yer alması, Gaziantep için eyleme geçmenin aciliyetini bir kez daha ortaya koymuştur” diyen Başkan Girişken, şöyle devam etti: “Nüfusu bu denli hızlı artan bir kentte kısa vadeli, günü kurtarmaya yarayacak, uzun vadeli sonuçları değerlendirilmemiş politikaların acilen terk edilmesi; kültürel ve çevresel değerleri korumayı amaçlayan, kentimizi yeni çağa taşıyabilecek politikaların üretilmesi gerekmektedir. Mimarlar Odası bu sebeple Gaziantep’teki imar ve kentleşme politikalarını sürekli takip etmekte, görüşlerini sorumlu idarelere ve kamuoyuna aktarmaktadır.”

KAZANILAN DAVALAR

Mimarlar Odası olarak açılan davalardan da bahseden Başkan Özgür Girişken, şöyle konuştu: “Bilindiği üzere kimi işlemlerde yerel idarelerle uzlaşı sağlanamamakta ve Mimarlar Odası toplum adına bu işlemleri yargıya taşımaktadır. Çoğu durumda yargının endişeleri haklı görerek işlemin iptali yönünde karar verdiği bu davalardan yakın dönemde önemli sonuçlar elde edilmiştir. Metro Hipermarket Çevresi’nde yüksek yoğunluklu yapılaşma öngören imar planı revizyonu bilindiği üzere Kadıdeğermeni 1. Ve 2. Etap Kentsel Dönüşüm Alanı olarak iki etapta yapılaşmaya açılmıştı. 1.Etap’ta yapılan uygulamaya geçtiğimiz aylarda yürütmeyi durdurma kararı çıkarken; Gaziantep 1.İdare Mahkemesi’nin geçen hafta tebliğ edilen kararıyla 2.Etap’ta da yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Buna göre şu anda Metro AVM çevresinde yapılan imar planının tamamında yürütmeyi durdurma kararı bulunmaktadır. Beylerbeyi’nde meydanın ticaret alanına dönüştürülmesini öngören imar plan revizyonu iptal edilmiştir, ancak idare aynı alanda benzer bir revizyonu bir kez daha yaparak mecliste onaylatmıştır. Mimarlar Odası bu revizyona da itirazını sunacaktır. Barak Mahallesi’nde havaalanı yolu üzerinde parsel bazlı uygulamayla konut+ticaret fonksiyonu getiren imar plan revizyonu iptal edilmiştir, ancak bu planda da idare aynı alanda benzer bir revizyonu bir kez daha yaparak mecliste onaylatmıştır.              Hasan Kalyoncu Üniversitesi kampüsü içerisinde bir bölgede yoğunluğun 1,5 kat arttırıldığı, yapılaşma yüksekliğinin on kata çıkarıldığı imar plan revizyonunda mahkeme bu değişiklik için bir sebep bulunmadığı, silüetin ve bütünlüğün bozulacağı gerekçesiyle iptal kararı vermiştir. Kilis Yolu Ekolojik Tabanlı Kent Planı’nda yapı yoğunluklarını ve yüksekliklerini arttıran düzenlemeye açılan davada bilirkişi heyeti yapılan işlemin mevzuata, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu; kamu faydası taşımadığı görüşüne yer vermiştir. Burak Mahallesi’nde tekstil fabrikasının bulunduğu alana yüksek yoğunluklu konut ve ticaret yapılaşması getiren imar planı revizyonunda bilirkişi heyeti yine yapılan işlemin mevzuata, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu; kamu faydası taşımadığı görüşüne yer vermiştir.”

SORUNLARIMIZ BİR

Başkan Girişken, “Mimarlar Odası, mimarların ve toplumun sorunlarının birbirinden bağımsız olmadığının bilinciyle mimarların deneyimini, birikimini ve bilgisini halkın faydasına sunmak için tüm imkanlarını kullanmaya devam edecektir. Dünyamızın, bölgemizin, ülkemizin, kentlerimizin ve yaşama hakkımızın tehdit altında olduğu bu zorlu dönemde umutla meslektaşlarımızın ve toplumumuzun Dünya Mimarlık Günü’nü kutluyoruz” şeklinde konuştu.