Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, Gaziantep’in alınan plan kararları ve yaklaşımlar nedeni ile özeliklerini hızla kaybettiğini söyledi.
Gaziantep’in gerek bulunduğu konum itibariyle gerekse savaştan kaçan büyük kitle göçlerine ev sahipliği yapması nedeni ile oldukça zorlu bir dönemden geçtiğini belirten Mumcu, “Gaziantep alınan plan kararları ve yaklaşımlar nedeni ile özeliklerini hızla kaybetmektedir. Savaş ve şiddet politikası ve yaşanan göç etkisi ile toplumun bütün değerleri, demografik yapı dedikleri kentin kapasitesini aşan nüfus yoğunluğu birikmiş, geçim kaygısı taşıyan bir toplum oluşmuş, kentin değerleri altüst olmuştur. Kentlerin dengelerinin yeniden kurgulaması göçü ve göçmenleri taşınma ve barınma haklarını bir plan ve programa bağlı olarak yapılması gereken ivedilikle çözüm oluşturulmalıdır. Gaziantep’in bugün yaşadığı sorunlara kentsel dönüşüm sorunlarına yağmaya ve kimliksizliğe teslim olmasını asla kabul etmiyoruz” diye konuştu
Muhcu, “Savaş ve şiddet politikası ve yaşanan göç etkisi ile toplumun bütün değerleri, demografik yapı dedikleri kentin kapasitesini aşan nüfus yoğunluğu birikmiş, geçim kaygısı taşıyan bir toplum oluşmuş, kentin değerleri altüst olmuştur. Gaziantep’in bugün yaşadığı sorunlara, kentsel dönüşüm sorunlarına yağmaya ve kimliksizliğe teslim olmasını asla kabul etmiyoruz” dedi.
GİRİŞKEN: GÖÇTEN KORKAR HALE GELDİK
Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi tarafından düzenlenen Göç, Kentleşme ve Mimarlık Paneli yapıldı. Şehitkamil Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ve katılımın yüksek olduğu panelin açılında konuşan Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Başkanı Özgür Girişken, bugün göçün korktuğumuz ve sakındığımız bir konu haline geldiğini söyledi. Girişken, “Göç ve Kent arasındaki ilişki her geçen gün büyüyen sorun haline dönüştü. Hala kalıcı çözümler ve ilkeler belirlenmiş değil. Son yıllarda yaşananlar Gaziantep’in demografik yapısında etkili oldu. Gaziantep bilindiği üzere kayıtlı nüfus yapısı olarak Türkiye’nin ortalamasından iki katı daha hızlı olan bir kent. 2013 yılından başlayarak Gaziantep’in nüfus artışı hala Türkiye ortlamasının üzerinde. Şu anda Gaziantep’in nüfusu 1 milyon 975 bin olmuş durumda, buna elbette sadece adres sistemine kayıtlı olan yurttaşlar dahil ediliyor. Suriyeli göçmenlerin durumuna bakıldığında resmi rakamlarda 400 bin civarında bir rakam var. Çeşitli spekülasyonlar bunu 800 bine kadar çıkmış olarak gösteriliyor” dedi.
ELİMİZDE VERİ YOK
Büyükşehir Belesiyesi tarafından onaylanan 2040 yılı nufüs projeksiyonuna göre nüfusumuzun 4 milyon 500 bin olarak öngörüldüğünü belirten Girişken, “Önümüzdeki yıllar içerisinde Gaziantep nüfusuna bir bu kadar daha eklenmesi kaygı verici rakamlar var. Elbette bunun içerisinde Suriye mültecilerin varlığı ve bir bölümünün kalıcı olma ihtimalini de göz önünde bulundurursak 2040’da kaç kişinin kalıcı olacağı ve ne kadarının Suriyeli olacağına yönelik elimizde herhangi bir bilgi yok. Ama nüfus hareketliliğine baktığımızda TUİK’in de 2025 ve 2050’ye kadar olan nüfus tahminlerini incelediğimizde böyle bir durumun olması için Gaziantep’in Türkiye ortalamasının iki veya üç kat daha üzerinde büyümesi ve artması gerekiyor” dedi.
ORGANİZENİN PERFORMANSI İYİ
Göç dalgasının ekonomik ve sosyal etkileri de beraberinde getirdiğini anlatan Girişken, “Örneğin; Gaziantep’in kent ekonomisi şu anda sancılı bir vaziyette ilerliyor. Gaziantep’i domine eden Organize Sanayi bölgesi gerçekten fena olmayan bir performans sergiliyor. 130 bin civarında insan burada istihdam ediliyor. Ve Gaziantep kişi başına düşen ihracat anlamında Türkiye’de 6.sırada. Oldukça iyi bir performans. Organize sanayisi ve bunun yarattığı göç dalgası diğer bütün alanlarda öylesine bir hüküm yaratmışki, kişi başına ihracatta 6.sırada olan bir kent genel ekonomik pay almada 2014 yılında 43.sırada. Yani Gaziantep şu andada organize sanayisini çıkartmış olduğumuzda geriye hiçbir şey bırakmayan vaziyete gelmiş durumda” diye konuştu.
NASIL MİMARLIK YAPACAĞIZ?
‘Göç dalgasının devam etmesi durumunda tarımsal, doğa ve kültürel zenginliklerimizi nasıl koruyacağız’ diye soran Girişken, “Gaziantep’in içme suyu konusunda önemli sorunları var. 4,5 milyon nufusa nasıl içme suyu temin edeceğiz? Öte taraftan gözden kaçmış olsada emlak istatistiklerine göre en yüksek değer artışını kullanan şehirlerden biriyiz. Emlak satış değeri hem çok yüksek hem de kıta değeri yüksek. Barınma ihtiyacını karşılayamacağımız kadar göç almış durumdayız. Bu koşullarda nasıl mimarlık yapacağız bu da ayrı bir sorun?” dedi.
MUHCU:KENT MERKEZLERİ YIKILIYOR
Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu 2011 yılında çıkarılan çok sayıda KHK ile rant politikalarını hayata geçirmek için doğal ve kültürel varlıkların bir pazarlama, ticaret aracı olarak sistematik bir şekilde gündeme konulduğunu öne sürdü. Muhcu, “Bu çerçevede tarihi kent merkezleri yıkılmakta, SİT alanları yok edilmekte, kıyılar ve koylar tahrip edilmekte, ülkenin bir çok ilinde gündeme gelen nükleer santraller, termik santraller doğal, kültürel ve kentsel varlıkların ortadan kaldırılması ve yok olmasına neden olmaktadır. Ören yerlerin yerine AVM kurulması, oteller yapılması, turistik tesisler yapılması, kültürel varlıkların yok olması üzüntü verici. Ve merkezi yönetim kentsel dönüşüm ve hatalı yatırım kararlarını gündeme sokmak için ısrarlı bir çaba içerisindedir” dedi.
KABUL ETMİYORUZ
Gaziantep’in gerek bulunduğu konum itibariyle gerekse savaştan kaçan büyük kitle göçlerine ev sahipliği yapması nedeni ile oldukça zorlu bir dönemden geçtiğini belirten Mumcu, “Gaziantep alınan plan kararları ve yaklaşımlar nedeni ile özeliklerini hızla kaybetmektedir. Savaş ve şiddet politikası ve yaşanan göç etkisi ile toplumun bütün değerleri, demografik yapı dedikleri kentin kapasitesini aşan nüfus yoğunluğu birikmiş, geçim kaygısı taşıyan bir toplum oluşmuş, kentin değerleri altüst olmuştur. Kentlerin dengelerinin yeniden kurgulaması göçü ve göçmenleri taşınma ve barınma haklarını bir plan ve programa bağlı olarak yapılması gereken ivedilikle çözüm oluşturulmalıdır. Gaziantep’in bugün yaşadığı sorunlara kentsel dönüşüm sorunlarına yağmaya ve kimliksizliğe teslim olmasını asla kabul etmiyoruz” diye konuştu.