GÖKDAĞ: “BU TOPLUM DAHA NASIL ÇÖKSÜN”

CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağ, Kanal B’de gündemi değerlendirdi. Özlem Demirci’nin sunduğu programda konuşan Gökdağ, ekonomiden eğitime, sosyal yaşamdan siyasete bir çok soruya cevap verdi. Demirci’nin; “Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün siyasi ayağı sarayda oturuyor” sözüne açıklık getirmesini istemesi üzerine “Bir ülkede simitçi fetocu, baklavacı fetocu, 3 günlük öğrenci fetocu, bankaya para yatıran fetocu ama her ne hikmetse […]

GÖKDAĞ: "BU TOPLUM DAHA NASIL ÇÖKSÜN"

CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağ, Kanal B’de gündemi değerlendirdi.

Özlem Demirci’nin sunduğu programda konuşan Gökdağ, ekonomiden eğitime, sosyal yaşamdan siyasete bir çok soruya cevap verdi.

Demirci’nin; “Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün siyasi ayağı sarayda oturuyor” sözüne açıklık getirmesini istemesi üzerine “Bir ülkede simitçi fetocu, baklavacı fetocu, 3 günlük öğrenci fetocu, bankaya para yatıran fetocu ama her ne hikmetse bu örgütün siyasi ayağı yok. Bu inanılacak bir şey mi? Genel Başkanım, Cumhurbaşkanına beni mahkemeye ver dedi. Çünkü böyle bir mahkeme Fetonun siyasi ayağının çıkmasına ışık tutacaktır. Genel Başkanım şunu da diyor, -Belirlediğiniz bir TV kanalına çıkalım, sen yarım saat konuş ben on dakika, sen sor ben yanıtlayayım, ben sorayım sen yanıtla- Bundan daha iyi bir şey olabilir mi? Çıksınlar halkın karşısına, halk neyin doğru, neyin yanlış olduğuna kendisi karar versin”

Bu hükumetin söyleyecek sözü kalmamıştır

Bir başka soru üzerine Gökdağ, “Ekonomiyi tuvalet parası üzerinden değerlendirmek hem de eksik bilgiyle değerlendirmek, söylenecek sözün kalmadığı ve ekonominin getirildiği seviyenin izahıdır” dedi.

Ortadoğu bir bataklıktır

“Siirt’te bugün 6 şehidimiz var. Onlara ve tüm şehitlerimize rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyorum.

Biz CHP olarak bu operasyon başlamadan evvel Atatürk’ün sözünden yola çıkıp “Yurtta barış, dünyada barış” dedik. Komşuda bir yangın varsa bu söndürülmelidir. En azından kendi can güvenliğiniz için söndürülmelidir. Çünkü o yangın sizin evinize de bulaşır. Suriye politikasında yol böyle izlenmeliydi. Biz yine de hükumete Afrin operasyonunda açık çek verip yanlarında olduğumuzu belirttik.

Bugün o bölgede bir güvenlik zaafı vardır. Giren devlet çıkamamaktadır. Ne ABD, ne Fransa, ne Rusya hiç biri çözüm üretememektedir. Bölgede kimin eli kimin cebinde belli değildir.

Uygulanan yanlış politikalar bölgeyi terör örgütlerine yuva haline getirmiştir

Üstelik muhalefet partisi olarak biz, her dediği yanlış manipule edilen bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu nedenle bu konular hakkında konuşurken kelimeleri dikkatle seçip, halka yanlış lanse edilmesine özen gösteriyoruz.

İttifak yasası adil değildir

Öyle bir ittifak yasası hazırladılar ki; ittifaka katılan partinin oyu yüzde 1 bile olsa milletvekili çıkarabiliyor. Katılmayan partinin oyu % 9.9 olsa milletvekili çıkaramıyor. Bu eşitsizliktir. Bu milletvekili dağılımında adaletsizliktir. Seçim barajı anlamını yitirmiştir.

Benimle beraber olan meclise girecek, benimle beraber olmayan meclise giremeyecek. Böyle bir şey olamaz.

16 Nisan Mühürsüz Bir Seçimdir 

Bir başka konu da mühürsüz oy pusulaları. Bununla 16 Nisan’daki mühürsüz oyları da teyit etmiş olduklarını gösterdiler.

Mühürsüz oy demek, oy kullananın cebinde pusula ile sandığa gitmesi demektir. Seçime gölge düşmesi demektir. Ayrıca seçmen dağılımı da yanlıştır. Aynı binada oturan biri başka sandıkta başka yerde, bir başka biri ise farklı yerde farklı sandıkta. Bu itirazı engellemektedir. Önceden bir vatandaş seçmen listesine bakıp, bu kişi benim binada değil deyip itiraz edebiliyordu. Şimdi bu durumu ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Anayasa mahkemesine gerekli itirazı yaptık.

Sandık taşıma ya art niyet, ya acziyettir

Sandığın seçim bölgesinden kaldırılıp başka bir bölgeye taşınmasını da yasaya bağlıyorlar. Bu art niyettir. Kötü bir şeydir. Mühürsüz oyların bile geçerli sayılacağı bir seçimde sandık taşımak art niyettir. Diyecekler ki güvenlik nedeniyle kaldırıyoruz. Bu daha da kötüdür. Sen devlet olarak seçim güvenliğini sağlamak zorundasın.

Korkuyorlar

Bu yaptıkları korkularındandır. Genel Kurmay Başkanını bile terör örgütü kapsamında tutup içeriye attılar. Ülkeyi iyi yönetemediklerini biliyorlar. Bu yapılanların hiç birini halk unutmadı. Şimdi korkuyorlar ve bu korkuyla yanlış uygulamalar yapıyorlar.

Borç batağındayız

Vatandaşın tadı tuzu yok. Mutsuz. Bunun başlıca nedeni ekonomidir. 2002 yılından günümüze oranlara bakalım:

Aile gelirinin borca oranı: yaklaşık 8 kat artıp % 4.7’den % 46.9’a

Çiftçinin banka borcu oranı 17 kat artıp 5.1 milyardan, 85.5 milyara

1 kg ekmek 1 liradan 4 liraya çıkmıştır.

Gelir dağılımının adil olmadığı yerlerde sosyal problemler artar

2002 yılından günümüze sosyal problemler arttı ve toplumsal bir çöküşe girdik.

Boşanmalar % 38

Fuhuş % 790

Çocuğa cinsel istismar % 434

Kadına şiddet % 1400

Adam öldürme % 261

Cinsel taciz % 449

Tutuklu sayısı % 285

Uyuşturucu kullanan % 678 artmıştır. Bir toplum daha nasıl çöksün. Ey ABD, Ey Fransa, Ey Hollanda, Ey Rusya diyerek, suni problem yaratıp o problemi çözüyor gibi yaparak ülke yönetilmez. Ben CHP milletvekiliyim ama her şeyden önce bu ülkenin vatandaşıyım. 12 Eylül sonrası Milli Cephe yönetiminde bile ülkenin geleceği için bu kadar endişe etmemiştim.

Mustafa Kemal’den ne istiyorsunuz?

Atatürk’e laf söyleyen, Cumhuriyet değerlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir anlayış ile karşı karşıyayız. Mustafa Kemal’den ne istiyorsunuz kardeşim?

Çökük bir imparatorluğun kalıntılarından bir devlet kurmuş. Milleti sarayın himayesinden kurtarıp egemenliğini vermiş. Kadına seçme seçilme haklarını vermiş. Bugün siz bile oradaysanız bunu Mustafa Kemal’e borçlusunuz. Ama bir şeyin farkında değiller. İnsanlar bugün Mustafa Kemal’i daha iyi anlıyor, ona daha çok sarılıyor.”

Gökdağ, seçim güvenliği için her türlü tedbiri aldıklarını ve yurttaşlarımızın umutsuzluğa kapılmamalarını isteyerek konuşmasını bitirdi.

 

Exit mobile version