Nöbetçi Eczaneler
Yeni Cemaat Yapılanmaları Mı Var?
“Bir cemaatten kurtulduk yerine yeni cemaat yapılanmalarıyla karşı karşıyayız.” Diyen Yılmazkaya;“Birçok karanlık noktanın, şaibe ve şüphenin olduğu ÖSYM’deki yeni cemaat yapılanmaları ise FETÖ’nün boşluklarını doldurmanın peşinde.
Değerli arkadaşlarım, ÖSYM önemli bir kurum. İnsanların geleceğini etkileyen tüm sınavların yapıldığı, adaletin ve güvenirliğin en fazla olması gereken kurumların başında gelmektedir.
Geçmişte, cemaat-FETÖ buraları ele geçirdi, soruları sattı kendi adamlarını bu yollarla devletin bütün kademelerine, kurumlarına, kritik noktalarına İktidarınızın desteğiyle yerleştirdi.
Vebaliniz büyük!
Bir kuşağın, yüzbinlerce insanın hakkını, hukukunu yedirtiniz!
Kirliliğin, şaibenin döndüğü bu ÖSYM namusuyla çalışıp yıllarca bir sınav için emek veren, dirsek çürüten öğrenciyi 1 dakika geç kaldığı için sınava alınmayarak cezalandırılmaktadır.
Birilerine peşkeş çekilen sınav soruları birilerine de namuslu olduğu için ceza veren ÖSYM!
Bu ne adalete nede vicdana sığar!
Ne oldu o hileler, hırsızlıklar, hak yemeler?
Siz ne yaptınız?”
Sınav Ücretleri Kaldırılsın!
CHP’li vekil “madem ÖSYM’ye bütçeden para aktarıyoruz, sınav ücretleri tamamen kalksın, vatandaşta rahatlasın bizde rahatlayalım” dedi.
“Keşke bu bütçede atanamayan öğretmenlerin ve ücretli öğretmenlerin sorunlarını çözebilseydik” diyen CHP’li Yılmazkaya, Suriyelilerin hızlı nüfus artışından ötürü Gaziantep’te 6.025 dersliğe ihtiyaç olduğunu bununda il genelinde% 32 oranında derslik açığına tekabül ettiğini ifade etti.
30 Milyar Dolar Boşa mı Gitti?
FATİH Projesini de eleştiren Yılmazkaya, “30 milyar dolarlık bir proje ve 8 yılın sonunda hâlâ İngilizce bilmeyen, teknoloji okuryazarı olmayan bir gençlik, aşağıya giden PISA skorları ve artan genç cahilliğin” altını çizdi.
“16 yıllık AKP iktidarı boyunca en çok bakan değiştiren, 11 defa sistem değiştiren, en çok hedef koyan ama bu hedeflere büyük oranda ulaşamayan ve bunun da ötesinde yapboz tahtası hâline gelmiş Milli Eğitimden bahsediyoruz” diyen Yılmazkaya; “Ne yazık ki Türkiye’de eğitimin ana omurgası olan öğretmenlerimizin sorunları saymakla bitmiyor.
100 bine yakın öğretmen açığı olduğu söylenen bir sistemsizlikten söz ediyoruz. Bir taraftan ücretli öğretmenlerin kadro sorunları diğer taraftan 400 bine yakın atamayı bekleyen işsiz öğretmenlerimiz.
Düşük maaşları, çalışma saatleri, kötü çalışma ortamları, zorunlu ve ücretsiz nöbetler öğretmenlerimizin en büyük sıkıntılarının başında geliyor” dedi.
Meclis Genel Kurulunda 2019 yılı bütçe görüşmelerinde Milletvekillerine hitap eden Yılmazkaya konuşmasında şu ifadelere yer ver;
“İktidara geldiğiniz 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay % 17 iken, 2019 yılı itibariyle bu oran % 4.88’e gerilemiştir.
Örneğin;
Hali hazırda 19.293 dersliğin olduğu Gaziantep İlimizde Suriyeli nüfusunun yoğun olmasından ötürü şuanda 6.025 dersliğe ihtiyaç vardır. Buda il genelinde % 32 oranında derslik açığının olduğunu göstermektedir. İlimiz Gaziantep eski dönemlerde Milli Eğitim Bakanı çıkarmasına rağmen eğitimde halen en gerilerde, 80. Sırada yer almaktadır.
Her yıl doğumdan kaynaklı 541 ilave derslik yapılması gereken Gaziantep’te, Suriyelilerden kaynaklı yoğun nüfus artışıyla birlikte yeni dersliklerin yapılması zorunluluk haline gelmiştir.
İşte eğitim yatırımlarına ayrılan pay AKP’nin gerçek eğitim politikasını ortaya koymaktadır,
Gaziantep örneğinde olduğu gibi…
Değerli arkadaşlar;
Ne yazık ki Türkiye’de eğitimin ana omurgası olan öğretmenlerimizin sorunları saymakla bitmiyor.
100 bine yakın öğretmen açığı olduğu söylenen bir sistemsizlikten söz ediyoruz. Bir taraftan ücretli öğretmenlerin kadro sorunları diğer taraftan 400 bine yakın atamayı bekleyen işsiz öğretmenlerimiz.
Düşük maaşları, çalışma saatleri, kötü çalışma ortamları, zorunlu ve ücretsiz nöbetler öğretmenlerimizin en büyük sıkıntılarının başında geliyor.
Okullardaki veli ve idareci baskıları, ailedeki eğitimi yeterli olmayan çocukların manevi baskıları da öğretmenlerimizi yıpratıyor, adeta çıldırtacak hale getiriyor.
Borç batağında geçinmek zorunda kalan öğretmenlerimizin yüzde 25’i ek iş yapıyor. Öğretmenlerin çocuklarına dedeleri aileleri destek veriyor.
Bu tablo öğretmenlik mesleğinin ve öğretmenlerin içinde bulunduğu vahim durumu açıkça ortaya koymaktadır.
Değerli arkadaşlarım, ÖSYM’ye gelince,
ÖSYM yılda yaptığı 200 farklı sınav ile yaklaşık 20 milyona yakın başvuru var.
Bunlardan da kişi başı ortalama 100 TL gibi bir para alınıyor. Bu parayı hesapladığımızda zaten kendi bütçesinin üzerinde bir gelir elde ediyor. Bu kadar geliri olan bir kuruma ayrıca bir bütçe oluşturulması gerek.
Madem ÖSYM’ye bütçeden para aktarıyoruz, sınav ücretleri tamamen kalksın.
Vatandaşta rahatlasın, bizde rahatlayalım!
İnsanların geleceğini etkileyen tüm sınavların yapıldığı, adaletin ve güvenirliğin en fazla olması gereken kurum olması gerekirken, sizlerin ve verilen kopyaların sayesinde kurumun saygınlığı ve güvenirliği kalmadı.
Her kurumda olduğu gibi cemaat-FETÖ buraları da ele geçirmişti, sınavların sorularını sattı, kendi adamlarını bu kopyalarla devletin bütün kademelerine, kurumlarına, kritik noktalarına rahatlıkla yerleştirdi.
Hem de Sizlerin gözleri önünde…
Emekle, alın teriyle zorla kazanılan sınavların şifreleri cemaat mensuplarına servis edildi. Sadece bu durumdan dolayı bile birçok mazlumun vebali var üzerinizde, biliyor musunuz arkadaşlar?
Bir tarafta cemaat mensuplarına peşkeş çekilen sınav soruları, diğer tarafta sınava 1 dakika geç kalan emek vermiş öğrencilerin sınava alınmaması.
İşte tablo bu..!
Halen sınavların soruları çalınıyor mu acaba? Soruyorum sizlere..! Sayın milletvekilleri, ben dahil merak ediyoruz.
30 milyar dolar bütçeli FATİH Projesi ve 8 yılın sonunda hâlâ İngilizce bilmeyen, teknoloji okuryazarı olmayan bir gençlik, aşağıya giden PISA skorları ve artan genç cahilliği nasıl değerlendiriyorsunuz Sayın milletvekilleri?!
Projenin, usulsüzlüklerle anıldığını mı söyleyeyim, 2018’e gelinmesine rağmen 8 yıldır tamamlanamadığını mı, tabletlerin işe yaramadığını mı, tabletlerin dışarda parçalandıktan sonra satıldığını mı!?
1 gecede TEOG sınavını, 1 gecede üniversite giriş sınavını ilham gelmiş gibi değiştirdiniz. Tek adamın isteğiyle yapılan bu ani değişikliklerden hiç rahatsız olmadınız mı?
Yoksa sizin TEOG’a giren, üniversite sınavına giren çocuklarınız yok mu? Yakın çevrenizde bu sınavlara girecek kimse yok mu?
Sadece bizim çocuklarımız mı; bizim çevremizdeki çocuklar mı giriyor bu sınavlara? Bizim rahatsızlığımızı siz hiç hissetmiyor musunuz, bir anne-baba olarak?
Gidip Genel Başkanınıza;
“1 gecede milyonların geleceğiyle oynuyoruz genel başkanım, bu konuyu iyice değerlendirip, tartışıp karar verelim” diyemiyor musunuz?
Korkmayın arkadaşlar! Korkmayın..!
Bu korkunun kimseye faydası yok!
Yiğit olun lütfen, çocuklarımızın geleceği söz konusu çünkü…
İnanın herkes yanlış yapa bilir.
Önemli olan yanlışı düzeltmek.
Değerli milletvekilleri;
Bu bütçede, keşke atanamayan öğretmenlerin, ücretli öğretmenlerin sorunlarını çözebilseydik. Keşke çalışan öğretmenlerimizin çalışma saatlerini, saygınlığında artışı, maaşlarında yükselmeyi düzeltebilseydik. Keşke üniversitelerimizdeki kaliteyi artıra bilseydik. Ama maalesef hiçbiri yok.
Bu bütçede öğretmen yok, öğrenci yok, yardımcı personel yok, yeni okullar yok, veliler yok.
Sadece mevcut durum devam etsin de bu seneyi kurtaralım var… O kadar…”